Türkiye'nin
Referans Laboratuvarı

Hizmetler

Menu

LabBlog!

Doğumsal Metabolizma Hastalıkları

Doğumsal metabolizma hastalıkları, protein, karbonhidrat ve yağ asitlerinin sentezi ya da katabolizmasında meydana gelen defektler sonucu gelişen patolojik tablolardır. Doğumsal metabolizma hastalıkları, çoğunlukla otozomal resesif geçiş gösteren, genellikle erken çocukluk yaşlarında gözüken ve ağır metabolik sorun oluşturabilen hastalıklardır. Metabolik bozukluklarda patoloji, hatalı genetik bilgi nedeniyle oluşamayan veya görevini yapamayan enzimin ürünlerinin yok  veya yetersiz olması sebebi ile oluşur.

Defektli enzim nedeniyle gerekli spesifik son ürün üretilemez öncül maddeler ve / veya alternatif yollarla oluşan başka metabolitler birikerek vücutta toksik etki gösterirler. Bazı hastalarda, biriken maddeler diğer dokulara da geçerek uzak organlarda hasar meydana getirebilirler. Doğumsal metabolik hastalıklarda klinik bulgular her hastalıkta hafiften ağıra çok farklı ve geniş bir spektrumda seyredebilmektedir.

Herhangi bir metabolik hastalığın henüz belirtileri ortaya çıkmadan saptayabilen yöntemlere metabolik tarama testleri adı verilir. Metabolik tarama testleri ile hastalıklar herhangi bir belirti vermeden tanı koymak ve gerekli tedaviye başlayarak mortalite ve morbiditeyi azaltmak amaçlanmaktadır. Tarama programına alınacak hastalıklar, toplumda yeterli sıklıkta görünüyor olmalıdır ve erken tanı konulması halinde hastalığın seyrinde değişiklik yapabilmeli ya da tamamen tedavi edilebilmelidir.

Tüm dünyada neonatal tarama testi yapılması konusunda fenilketanüri ve konjenital hipotiroidi için uzlaşı vardır. Hemoglobinopatiler, klasik galaktozemi, MSUD, biyotinidaz eksikliği, homosistinüri ve konjenital adrenal hiperplazi hastalıkları için tarama testi yapılması için yaygın bir kanı vardır. Günümüzde konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği ve fenilketanüri hastalıkları ulusal tarama programı kapsamında araştırılan hastalıklardır.  Ülkemizde akraba evliliklerinin ve doğum sayısının yüksek olması sonucu doğumsal metabolizma hastalıklarına daha sık rastlanmaktadır. Örneğin dünya genelinde 1/10000 sıklıkla görülen fenilketonüriye ülkemizde 1/4500, genelde 1/60000 sıklıkta görülen biyotinidaz eksikliğine ülkemizde 1/11000 oranında rastlanmaktadır. 

Yenidoğan topuk kan örnekleri: Tarama testleri için kan ideal olarak 3. – 5. günlerde alınmalıdır. Fenilketanüri için yenidoğanın en az 24 saat beslenmesi gerekir. Doğumdan sonraki ilk 24 hatta 48 saat kan alınmamalıdır. Topuktan alınan birkaç damla kan yeterlidir. Bu kan damlaları filtre kağıdı şeridi üzerine emdirilir. Kan örneği emdirilen kağıtta örneğin kime ait olduğu, bebeğin beslenme durumu, örneğin alındığı anda bebeğin yaşı konusunda gerekli bilgiler belirtilmelidir. Bebeğe exchange transfüzyon yapılacaksa, yapılmadan önce veya yapıldıktan 48 saat sonra kan alınmalıdır. Kan almadan önce deri %70’lik izopropil alkol ile temizlenmelidir.

Örnek alımında ter ile kontaminasyona dikkat edilmelidir. Her bir daire düzgün bir şekilde doldurulmalı, kağıdın her iki yüzüne kan örneğinin eşit miktarda geçmiş olduğuna dikkat edilmelidir. Kan emdirilecek alanlara gereğinden az ya da fazla kan emdirildiğinde hatalı sonuçların alınacağı akılda tutulmalıdır. Kan alındıktan sonra numune kağıdındaki kan damlalarına dokunulmamalı, birbirleri ile veya ıslak yüzeylerle temas ettirilmemelidir. 2 -3 saat oda ısısında kurutulmalı, bu sırada doğrudan ısı veya ışık ile temas ettirilmemelidir. Rutinde laboratuvarımızda konjenital hipotiroidi, biyotinidaz eksikliği, yağ asidi oksidasyon defektleri, aminoasit metabolizması bozuklukları, üre siklusu enzim bozuklukları, organik asidemiler açısından tarama yapılmaktadır. Göze çarpan bir bulgu tespit edildiğinde, ileri muayenelerin başlatılması için, hizmet verdiğimiz laboratuvarla, doğum kliniği, çocuk doktoru ya da ebeveynlerle derhal temasa geçilir. Ancak ilk saptanan bulgular çocuğun gerçekten de taranan hastalıklardan birine yakalandığı anlamına gelmez. Birçok çocuğun ikinci kez tarama sonuçlarının normal olduğu gözlemlenmektedir. Ancak aksi kanıtlanıncaya kadar bulgu saptanan her yenidoğanda kalıtsal bir metabolizma hastalığının olabileceği düşünülmelidir. Tarama testleri tanısal testler değildir.

Bu nedenle tarama sonrası anormal bir sonuç elde edildiğinde mutlaka tanısal testler uygulanmalıdır.
Konjenital Hipotiroidi (KH): Dünya genelinde 1/3500 – 1/4000 doğumda gözükmekle birlikte ülkemizde insidansı daha fazladır. KH nedenleri tiroid disgenezisi (atrezi, ektopi, hipoplazi), dishormonogenezis, iyot eksikliği, tiroid hormon direnci ve diğer nedenlerdir.

Tüm dünyada KH taraması için temel olarak iki metod kullanılmaktadır.

  1. TSH ile tarama, gerektiğinde T4 ölçümü
  2. T4 ile tarama, gerektiğinde TSH ölçümü.

Ülkemizde TSH ölçümü ile KH taraması esastır.  TSH ile yapılan taramada, tiroksin bağlayıcı globulin eksikliği ve TSH yükselmesinin gecikmesi , santral hipotiroidi ve hipotiroksinemi durumlarını değerlendirmede hatalı sonuç verecektir. T4 ölçümü ile taranan vakalarda T4 düşük bulunduğunda primer hipotiroidi şüphesi ile, TSH da bakılacağı için santral hipotiroidi yakalanabilecektir. Ancak bu ölçümle T4 değeri normal olan, ancak sonradan TSH yüksekliği gelişen subklinik hipotiroidi vakaları gözden kaçar. Bu nedenle TSH ve T4 ölçümünün beraber yapılması en idealidir. TSH düzeyleri doğumdan 30 dakika sonra yükselir ve ilk 24 saatte hızla düşer ve devam eden iki gün boyunca düşmeye devam eder. Tarama 48 saat ile 4 gün arasında yapılmalıdır. 48 saatten önce yapılan taramalarda yanlış pozitif sonuçlar çıkabilir. Preterm bebeklerde 7. güne kadar beklenebilir. Konjenital hipotiroidisi olan çocuklar genelde spesifik olmayan belirtiler gösterir, bazen hiç belirti de vermeyebilir. Geciken tanı ve tedavi edilmeyen olgularda ciddi zeka geriliği ve mental retardasyon ortaya çıkar. Erken teşhis yapılmaz ise kalıcı zeka geriliği kaçınılmazdır. Ne var ki eksik olan hormon takviye edilirse çocuğun metabolizması normalleşerek sağlıklı büyümesi sağlanır. 

Neonatal TSH ölçümü,  florometrik enzim immünoassay yöntemi ile yapılmaktadır. Cut off değeri: 10 mIU/L dir. Bir çok hekim 2 haftadan sonra serum TSH düzeyinin 10 mU /L’ den yüksek olmasını anormal olarak değerlendirmektedir.

Fenilketanüri: Esansiyel bir aminoasit olan fenilalanin diyetle alındığında büyük oranda karaciğerde tirozine metabolize edilir.  Bu biyokimyasal reaksiyon için fenilalanin hidroksilaz enzimi ve kofaktör olarak tetrahidrobiyopiterin gereklidir.  Fenilketanüri ve hiperfenilalaninemi, fenilalanin hidroksilaz eksikliği ya da biyopiterin metabolizması bozukluklarına bağlı olarak gelişen otozomal resesif geçişli kalıtsal metabolik bozukluklardır. Bu bozukluklarda fenilalanini tirozine dönüştüren hidroksilasyon reaksiyonu yavaşlamıştır. Hiperfenilalaninemi, plazma fenilalanin değerinin 2 mg/dl (120 umol/L) üzerinde olmasıdır.


Hiperfenilalaninemi nedenleri:

  1. Primer (Kalıtsal) hiperfenilalaninemi nedenler: Fenilalanin hidroksilaz eksikliği (ağır klasik FKÜ, orta hiperfenilalaninemi, hafif hiperfenilalaninemi), Biopterin metabolizması bozuklukları (Guanozin trifosfat siklohidrolaz eksikliği,6-piruvoil-tetrahidropterin sentaz eksikliği, dihidropterin redüktaz eksikliği, pterin karbinolamin dehidrataz eksikliği, semiapterin redüktaz eksikliği) 
  2. Sekonder (edinsel) hiperfenilalaninemi nedenleri: Maternal FKÜ, tirozinemi, geçici nonatal hiperfenilalaninemi, ilaca bağlı (metotreksat, trimetoprim), aspartam, ağır enflamatuar yanıt, renal hastalık, karaciğer hastalığı olarak sıralanabilir.

FKÜ’de geriye dönüşü olmayan hasarlarının önlenmesinde erken tanı ve tedavi önemlidir. Tanı ve tedavide geç kalınmış olgularda, doğumda normal olmalarına karşın ilerleyen zamanlarda psikomotor gerilik başlar. Hastalarda mikrosefali, hipertoni, hiperrefleksi, idrarda fenilasetik asit atılımına bağlı kötü koku (fare idrarı kokusu, çöven kokusu) karakteristiktir. Fenilalanin hidroksilaz eksikliğinin orta derecede olduğu olgularda plazma fenilalanin düzeyi 10 - 20 mg / dl arasındadır ve hastalık tablosu hafiftir. Plazma fenilalanin düzeyinin 10 mg / dl altında olması durumunda fenotip normal ya da normale çok yakındır.
Laboratuvarımızda hiperfenilalaninemi tanısı ardışık kütle spektrometrisi (Tandem Mass Spektrometri, TMS) ile konulmaktadır.  Kütle spektrometreleri manyetik ve elektriksel bir alanda hareket eden yüklü partiküllerin, kütle/yük oranlarına(m/z) göre birbirlerinden ayırt edilmesi esasına dayanır. TMS ile kompleks yapılar içindeki polar maddeler elektrospray iyonizasyon ile iyonize edilir (gaz fazına geçirilir).

Birinci kütle spektrometrisinde ayrıştırılan iyonlar ikinci kütle spektrometrisinde fragmentlerine ayrıştırılır. Ana iyon ve fragman iyon kantite edilecek analite spesifik olup,  iki aşamalı MS analizi ile özgüllük arttırılır. Her örneğin içine ölçülmek istenen metabolitin izotop işaretli standardı eklenerek kantitatif ölçüm sağlanır. Tandem MS, kısa sürede sonuç veren, kromotografik ayrıştırmaya veya saflaştırmaya gerek kalmadan kompleks örneklerin analizini sağlayan, bir damla kanda çok sayıda testlerin analizini yapabilen, yalancı pozitiflik ve yalancı negatiflik oranlarının düşük olduğu güvenilir ve düşük maliyetli bir yöntemdir.

TMS ile serbest karnitin, karnitin esterleri ( C2, C3, C4, C5, C5:1, C6, C8, C10, C10:1, C12, C14, C14:1, C14:2, C14-OH, C16, C16:1, C16-OH, C16:1-OH, C18, C18:1-OH, C3DC, C4-OH, C5DC, C5-OH, C6DC), aminoasitler ( fenilalanin, tirozin, metyonin, alanin, valin, lösin-izolösin, ornitin, sitrüllin, arginin, argininosüksinik asit ve glisin) düzeylerine bakılabilmektedir.

Bu yöntemle şu hastalıklar saptanabilmektedir: 

1- Aminoasit metabolizma hastalıkları
Fenilketonüri, tirozinemi, dallı zincirli aminoasidüri (MSUD), homosistinüri hipermetioninemi, hiperglisinemi, hiperornitinemi.

2-Yağ asidi oksidasyon bozuklukları
Kısa zincirli Açil-CoA Dehidrogenaz eksikliği (SCAD), Orta zincirli Açil-CoA Dehidrogenaz eksikliği (MCAD), Uzun zincirli 3- OH Açil-CoA Dehidrogenaz eksikliği (LCHAD), Çok Uzun Zincirli
Açil-CoA Dehidrogenaz eksikliği (VLCAD), Karnitin Palmitoil Eksiklikleri, Glutarik Asidemiler, Karnitin Uptake Bozukluğu.

3-Organik asidemiler
Propiyonik asidemi, metilmalonik asidemi, multipl karboksilaz eksikliği, 3-metilkrotonil-CoA Karboksilaz eksikliği, 2-metilbütüril-CoA Dehidrogenaz eksikliği, izovalerik asidemi, beta ketotiyolaz eksikliği, 3-hidroksi 3-metil-glutaril liyaz eksikliği, glutaril-CoA Dehidrogenaz Eksikliği, Holokarboksilaz Sentetaz Eksikliği.

4-Üre Siklüsü Defektleri Sitrüllinemi,
Argininosüksinik Asidüri, Argininemi hastalıkları saptanabilmektedir.

Biyotinidaz Eksikliği:

Biyotinidaz eksikliğinde biotin, biositin (lizine bağlı biotin) ve biotnil peptidlerden serbestleşemez ve endojen biotin yeniden döngüye katılamaz. Otozomal resesif geçişli bir hastalık olan biyotinidaz eksikliğinin dünyada en sık görüldüğü ülkelerden biri Türkiye’dir. Biyotinidaz eksikliği, metabolik asidoz, deri bulguları, işitme ve görme kaybı, konvülsiyon ve nörolojik belirtiler gibi klinik bulgularla karşımıza çıkar. Biyotinidaz eksikliğinde erken tanı ve tedavi çok önemlidir.
Tanı ve tedavide gecikme nörolojik sekeller ve ölümle sonuçlanabilir. Biyotinidaz eksikliği tanısında, kolorometrik test yöntemi kullanılmaktadır. Kan alma zamanı, bebeğin beslenmesi, anne sütü alımı tarama testi sonuçlarını etkilememektedir. Ancak yüksek ısı ve güneş ışığına maruz kalmış kan örneklerinde yalancı pozitiflik olabilir.





İdrar Organik Asit Analizi
Organik asitler, çeşitli metabolik yolaklarda ortaya çıkan fizyolojik ara ürünlerdir. Doğumsal organik asit metabolizma bozuklukları, yaklaşık 3000 canlı doğumda 1 görülen otozomal resesif geçişli hastalıklardır. Bu metabolik yolaklardan biri veya birkaçında bozukluk varsa, bozukluk sonrasında oluşması gereken ürünlerin azalmasına ve bozukluk öncesinde ara ürünlerin (organik asitler) birikmesine neden olur. Biriken organik asitler idrarla atılır. İdrar organik asit analizi, bu tür metabolitlerin saptanmasında kullanılan bir yöntemdir. Ülkemizde en sık görülen hastalık tipleri, metil malonik asidemi ve propiyonik asidemidir.

İdrar organik asit analizinin yararlı olduğu klinik durumlar
  • Anyon açığının olduğu, nedeni bilinmeyen ciddi ve dirençli metabolik asidoz
  • Özellikle yenidoğan döneminde olmak üzere yoğun, ciddi ketonüri varlığı
  • Akut ensefalopati sırasında hiperamonemi, hipoglisemi, laktik asidemi saptanan hastalar
  • Konvülziyon, inme, psikomotor gelişim geriliği gibi ciddi nörolojik bulguların varlığı

İdrar organik asit analizi ile saptanabilen hastalık grupları
  • Organik asidemiler
  • Serebral organik asidemiler
  • Yağ asidi oksidasyon bozuklukları
  • Karnitin metabolizma bozuklukları
  • Amino asit metabolizma bozuklukları
  • Üre siklus enzim bozuklukları

Organik asidemiler:
  • Propiyonik asidemi
  • Metilmalonik asidemi
  • İzovalerik asidemi
  • Beta-Ketotiyolaz eksikliği
  • Multipl karboksilaz eksikliği
  • Holokarboksilaz sentetaz eksikliği
  • 3-metilkrotinil-CoA karboksilaz eksikliği
  • 3-hidroksi 3-metilglutaril CoA liyaz eksikliği
Analiz:
Laboratuvarımızda organik asitler  spot veya 24 saatlik donmuş idrar örneğinde GC/MS yöntemi ile çalışılmaktadır. Gaz kromatografi (GC) yüksek hassasiyette, hızlı analiz yapabilmesi ve çok yönlü olması açısından kompleks karışımların ayırımında kullanılan önemli tekniklerden birisidir. GC’nin kapiller kolonları ile ayrıştırma işlemi sağlanır ve ayrıştırılan numune kütle spektrometresinde analiz edilir.
Kütle spektrometreleri, magnetik veya elektriksel bir alanda ilerleyen yüklü partiküllerin kütle / yük oranlarına göre ayrımlarını gerçekleştiren analitik cihazlardır.

GC ve MS kombinasyonları (GC/MS) ile oluşturulan cihazlar organik bileşiklerin tanımlanmasında kullanılan hassas ve spesifik enstrümanlardır.

İdrar organik asit testi adı altında 33 farklı organik asit raporlanabilmektedir. Orotik asit ve süksinil aseton idrar organik asit profili altında bakılabildiği gibi istendiğinde tek başına da analiz edilebilmektedir. Analiz sonuçları idrar kreatinin konsantrasyonuna göre standardize edilmektedir. 

Laboratuvarımız, idrar organik asit analizinde ERNDIM Dış Kalite Kontrol Programı üyesidir.

Kantitatif Amino Asit Analizi
Metabolik hastalıklar; protein, karbonhidrat ve yağ asitlerinin sentezi ya da yıkımı ile ilgili bozukluklar sonucu gelişen patolojik tablolardır. Çoğu, otozomal resesif kalıtılan bu hastalıklar, akraba evliliğinin sık olduğu ülkemizde öncelikli olarak akla gelmelidir.

Kantitatif aminoasit analizi, primer amino asit metabolizma bozukluklarının teşhisi, izlemi ve diğer bazı metabolik hastalıklara (endokrin bozukluklar, karaciğer hastalıkları, kas hastalıkları, neoplastik hastalıklar, nörolojik bozukluklar, renal yetmezlik, beslenme bozuklukları) ikincil aminoasit değişikliklerinin saptanması için kullanılan bir testtir. 

Yenidoğan taraması sonucu pozitifse izlem testleri için en çok kullanılan 3 araç idrarda organik asit,  serumda amino asitler ve açil karnitinlerin analizidir.

Aminoasit metabolizma bozukluklarının bulguları; yenidoğan, infant, adölesan ve yetişkin yaşlarda ortaya çıkabilmesine karşın özellikle yenidoğan ve infant döneminde başlangıç gösterir.

Aşağıda belirtilen klinik bulgulara rastlanan hastalarda kantitatif aminoasit analizi yapılması gereklidir..

  • Letarji, koma,kusma
  • Hiperamonyemi
  • Metabolik asidoz
  • Açıklanamayan gelişme geriliği
  • Anormal yenidoğan tarama bulguları
  • Metabolik dekompenzasyon

Laboratuvarımızda LC-MS/MS yöntemi ile yapılan serum, idrar, BOS aminoasit analizlerinde kısa sürede; aspartik asit, glutamik asit, asparagin, serin, etanolamin, glutamin, histidin, glisin, treonin, arginin, taurin, alanin, beta-alanin, tirozin, triptofan, metionin, valin, fenilalanin, lösin, izolösin, prolin, hidroksiprolin, ornitin,sitrülin, sarkozin, karnozin, 1-metil histidin, 3-metil histidin, alfa-amino bütirik asit, alfa-amnio adipik asit, gama-amino bütirik asit, sistatyonin, triptofan, lizin, sistin ve sistein düzeyleri kantitatif olarak belirlenmektedir.

Bu testler aşağıdaki hastalıkların teşhisine katkıda bulunmaktadır;

  • Fenilketonuri
  • MSUD (Maple Syrup Urine Disease) Akçağaç şurubu hastalığı
  • Tirozinemi Tipleri
  • Sitrulinemi
  • Argininemi
  • Üre siklus bozuklukları
  • Nonketotik hiperglisinemi

Bu testler teknik açıdan zor ve laboratuvarlar arasında değişkenlik gösteren testlerdir. Örnekler donmuş olarak saklanmalı ve laboratuvara transfer edilmelidir. İdrar aminoasit analizi sonuçları  kreatinin başına hesaplanarak verilmektedir. Sistinuri gibi transport bozukluğu düşünülen durumlarda idrar aminoasit tayini tercih edilir.

Laboratuvarımız, kantitatif aminoasit analizinde ERNDIM Dış Kalite Kontrol Programı üyesidir.